Sunday, September 21, 2008

birşeyler yazmak istiyorum ama ne yazsam bilemiyorum..rahşancım sana demiştim okullar açılsın bak nasıl sesim kesilecek diye..nitekim oyle oldu..bir koşuşturmacanın içinde buluverdim kendimi...gezmeler tozmalar kültür gezileri şunlar bunlar sona erdi..hatta kitaplarımı bile doğru dürüst okuyamıyorum..erken kalkmaya alışamadı daha bünyem..eve gelirgelmez pestil gibi yatıyorum.....bayram tatilinde dinlenicez neyseki biraz (aman çok yorulduk da sanki) dinlenmek yerine uyumak kelimesini kullanmak daha doğru olacak aslında :)
hava ne kadar soğudu biranda..inanılır gibi değil...daha 3 gün once nefes alınmıyodu...bugun kazaksız ceketsiz sokağa çıkılmıyor...olsun olsun özlemişiz serin, yağmurlu karanlık havaları...ama boyle havaların da cok fena bir tarafı var..zaten çıkması zor olan sıcacık yumusacık yatağınızdan hiiiç mi hiç çıkasınız gelmiyor..dunyanın en guzel en sıcak en yumusak yatağı sizin yatağınız sanki o anda..oyle dimi??
dun akşam daha once de izleyip çok beyendiğim bir filmi izledim yeniden.."eternal sunshine of the spotless mind" (sil baştan)...artık hatırlamak istemediğiniz anılarınızı zihninizden sildirmek ister miydiniz? boyle birşey mümkün olsaydı gerçekten bunu yapar mıydınız? ben heralde istemezdim...işte filmdeki kahramanlarımız böyle bir maceranın içine atıyorlar kendilerini...görmediyseniz mutlaka görmenizi tavsiye ederim..
ne yazsam bilmiyorum dedim ama bisürü bişeyler buldum galiba anlatacak...bu arada televizyonum da açık ve salı akşamı saat 21:00 de tv8'de "lost in translation"(bir konuşabilse) nın olduğunu öğreniyorum...o da çok iyi bir filmdi..tekrar izlenebilir..sizin de aklınızda bulunsun;)